İzmir'in Konak ilçesinde, Kadifekale'nin eteklerinde yer alan ve İzmir Körfezini adeta kucaklayan 20 bin kişilik Smyrna Tiyatrosunda kazı çalışmaları yeniden başlarken, alan kazıldıkça adeta tarih fışkırıyor.
Antik tiyatronun kazı çalışmaları bittiğinde Efes Antik Kenti gibi ilgi görmesi beklenirken, Prof. Dr. Akın Ersoy, “Smyrna Tiyatrosu İzmir'in Efes ile birlikte ikinci büyük tiyatrosu olacaktır. Antik dönemin en büyük tiyatrolarından bir tanesini şuan ortaya çıkarma çabasındayız. Şimdiden planlar yapılmalı, gezi rotalarını oluşturulmalı ve iyi bir organizasyon yapılmalı. Bu İzmir için şans” dedi. Konak ilçesinde, Kadifekale ile Smyrna Agorası arasındaki yamaçta yer alan, İzmir Körfezini kucaklayan Smyrna Tiyatrosunda kazı çalışmaları, 2016 yılında başlamıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi adına Prof. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülen kazı çalışmaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da destekleniyor. İzmir için çok önemli bir öneme sahip olan kazı çalışmaları, zaman zaman duraklasa da bütçe durumuna göre ilerliyor. Prof. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki kazı çalışmaları, verilen aranın ardından yeniden başladı. İlk kez MÖ 2. yüzyılda inşa edilen tiyatronun; sahne binası, oturma basamakları ve çeşitli alanlar kazıyla iyice ortaya çıktı. Bir heykeltıraşın titizliğiyle çalışma yürüten ekip, kavurucu sıcağa rağmen tarihi tiyatroyu gün yüzüne çıkarmaya çalışırken, Smyrna Tiyatrosu antik dönemin en büyük tiyatrolarından biri olarak dikkat çekiyor. Tiyatro alanı kazıldıkça adeta tarih fışkırıyor, buluntular görenleri heyecanlandırıyor. “20 bin kişi kapasiteli bir tiyatrodan bahsediyoruz. Bunun bir eş değerini Efes Tiyatrosunda görmemiz mümkün” diyen Prof. Dr. Akın Ersoy, Smyrna Tiyatrosunun önemine dikkat çekti.Ersoy, “İzmir içerisinde arkeolojik alanların sayısı sınırlı. Bunların en bilineni Smyrna Agorası. Smyrna Agorası ile antik dönemin en büyük kentlerinden biri olan Smyrna'nın temsil edilmesi yeterli olmayacaktı. Dolayısıyla Smyrna Tiyatrosundaki bu çalışmalar, antik kentin büyüklüğünü ifade etmesi açısından değerli. Tiyatro, aynı zamanda bu alandaki kentsel dönüşüme de yardımcı olacağı için bence değerli noktalardan bir tanesi” dedi. Kazı ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Akın Ersoy, “Biz burada 2016'dan itibaren kazı çalışmalarına başladık. İznimiz olduğu sürece ve yine kazının bütçesinin imkanları çerçevesinde, kazı çalışmaları sürecek. Özellikle tiyatronun sahne binasını ortaya çıkardık zemin kat seviyesinde. Sahne binasının altında bir de bodrum kat var. Henüz o bölümde kazılara başlamadık; ama bununla birlikte sahne binasını kucaklayan birinci kademe oturma birimini ortaya çıkarma gayretimiz var. Tiyatronun orkestrasını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Şimdiki çalışmalar buna dönük çalışmalar. Sahne binası, orkestrası ve oturma yerleriyle birlikte bir bütünlük kazanacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Söylediğim rakam inanılmaz geliyor tahmin ediyorum; ama 20 bin kapasiteli bir tiyatrodan bahsediyoruz. Bunun bir eş değerini Efes Tiyatrosu'nda görmemiz mümkün” diye konuştu. Prof. Dr. Akın Ersoy, Smyrna Tiyatrosunun İzmir'in Efes Tiyatrosu ile birlikte ikinci büyük antik tiyatrosu olacağını söyledi. Akın Ersoy, gezi rotalarının şimdiden oluşturulması gerektiğini ifade ederek, antik tiyatronun İzmir için bir şans olduğunu belirtti. Ersoy, “Milattan Önce 4. yüzyılın sonuyla M.Ö. 3. yüzyılın başında hem Efes hem de Smyrna kentleri şimdiki yerlerinde yeniden kuruldular. Smyrna Tiyatrosu M.Ö. 3 yüzyıldan başlayarak Milattan Sonra 4. yüzyılın sonuna kadar kullanıldığını söyleyebiliyoruz buluntular çerçevesinde. Antik dönemin en büyük tiyatrolarından bir tanesini şuan ortaya çıkarma çabasındayız. Burası İzmir'in Efes ile birlikte ikinci büyük antik tiyatrosuna olacak. Bildiğiniz gibi bir İzmir'in UNESCO yolculuğu var. İzmir, limanı ile antikçağdan itibaren önemli bir liman kenti oldu ve bu özelliği tiyatronun ortaya çıkması ile güçlendirilmiş olacaktır. Bugün limana birçok yolcu gemisi geliyor ve yolcular; Efes'e, Bergama'ya ve İzmir'e dağılıyor. Smyrna Tiyatrosunun ortaya çıkarılması halinde, iyi bir organizasyonla gelen gemilerdeki yolcuların önemli bir kısmının İzmir'in içinde daha fazla zaman geçirmelerine neden olacağını düşünüyorum. O anlamda bizim bugünden aslında çalışmaya başlamamız lazım. Rotaları oluşturmamız lazım ve bu rotalarda nereleri ortaya çıkartacaksak, hangi noktaları arkeolojik olarak görünür hale getireceksek o noktalarda kazı çalışmalarını hızlandırmamız lazım. Bütçe imkanları uygun olduğu takdirde, birkaç yıl içerisinde tiyatrodaki arkeolojik kazıları tamamlamak mümkün. Buradaki önemli nokta yeterli bütçenin olması.” source